İnsanlar kendi varlığını, hayatını ve yaşadığı kainatı duyu organları ile hisseder. İnsanlar, olayları ve eşyayı birbirinden ayırt etme safhasına geldiğinde kendi kendine birtakım sorular sormaya başlar; İnsanı, hayatı ve kainatı kim yarattı? Yaşamakta olduğumuz bu hayattan önce bir şey var mıydı, yok muydu? Kainatta görmekte olduğumuz yeryüzü ve güneş, adlarını duymakta olduğumuz yıldızlardan önce bir şey var mıydı? Eğer bir yaratıcı var ise, bizi, hayatı ve kainatı niçin yarattı ve bu hayattan sonra bir hayat var mı, yok mu? Gibi sorular insandaki büyük düğümü oluşturur.
Çözümü ise: Allah tüm varlığın yaratıcısıdır. O, peygamberleri ve elçileri Din'i tebliğ etmek için insanoğullarına göndermiştir. O, insanı kıyamet gününde, bu hayatta yaptıklarından hesaba çekecektir. Bunun için İslam akidesi; Allah'a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret Gününe, Kaza ve Kader'e, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmaktır. Böylece en büyük düğüm tamamen doğru bir şekilde İslam Akidesi ile çözülmüş olur. İnsan bu çözümü bitirince dünya hayatı hakkında düşünceye ve verimli doğru mefhumları bulmaya girişebilir. Bundan dolayı İslamiyet'in düşünce ve metod olarak üzerine kurulduğu temel İSLAM AKİDESİDİR.
Çözümü ise: Allah tüm varlığın yaratıcısıdır. O, peygamberleri ve elçileri Din'i tebliğ etmek için insanoğullarına göndermiştir. O, insanı kıyamet gününde, bu hayatta yaptıklarından hesaba çekecektir. Bunun için İslam akidesi; Allah'a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret Gününe, Kaza ve Kader'e, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmaktır. Böylece en büyük düğüm tamamen doğru bir şekilde İslam Akidesi ile çözülmüş olur. İnsan bu çözümü bitirince dünya hayatı hakkında düşünceye ve verimli doğru mefhumları bulmaya girişebilir. Bundan dolayı İslamiyet'in düşünce ve metod olarak üzerine kurulduğu temel İSLAM AKİDESİDİR.