Kaide: Fiillerde asıl kaide şerî hükme bağlanmaktır. Bir işe ancak onun hükmünü bildikten sonra girişilir. Eşyada asıl olan ise, haramlılığına bir delil varid olmadıkça mübahlıktır.
Müslüman şer'an bütün işlerini Şeriat'ın hükümlerine göre yürütmekle emrolunmuştur. Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Hayır, Rabbine and olsun ki aralarında ihtilafa düştükleri şeylerde seni hakem kabul etmedikçe ... iman etmiş olmazlar." (Nisa 65)
"Peygamber size her ne getirdiyse onu alın ve size neyi yasakladıysa ondan kaçının." (Haşr 7) Müslüman için asıl olan bütün davranışlarında Şeriat'ın hükümlerine bağlanmaktır. Şerî hüküm ise; Şari‘in (Şeriat koyucunun) kulların fiilleriyle ilgili hitabıdır. Hakkında Şari‘in hitabı gelmemiş olan her ne olursa olsun şerî hüküm olamaz. Bu dünyada her işin ve her şeyin hükmünü Yüce Allah muhakkak açıklamıştır.
"Bu gün size dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak da İslâm'a razı oldum." (Maide 3)
"Sana bu Kitab'ı herşeyin apaçık bir beyanı ... olsun diye indirdik." (Nahl 89)
Şari‘in umumî hitabı eşyanın mübah oluşu hakkında gelmiştir. Mübah da şerî bir hükümdür. Çünkü mübah, yapmakta veya terketmekte Şari‘in insanı muhayyer bıraktığı şeydir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Yeryüzündekilerin hepsini de sizin için yaratan O'dur." (Bakara 29)
"Göklerde ve yerde bulunan şeylerin hepsini size boyun eğdirmiştir." (Casiye 13) Bu demektir ki, Allah'ın bizim için yarattığı ve boyun eğdirdiği göklerde ve yerdeki şeyler mübahtır. Bunlardan herhangi bir şey hususî delile muhtaç değildir. Çünkü, onların her biri ibaha (mübahlık) olan umumî delile dahildir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerden helâl ve temiz olarak yiyin.." (Bakara 186) Buna göre her şeyin yenmesi helâl demektir. Bunlardan herhangi bir şeyin yenmesi hakkında bir delile ihtiyaç yoktur. Çünkü, umumî delil mübahlıktır. Ancak ölü eti, domuz eti, yüksek yerden yuvarlanıp ölmüş veya yırtıcı bir hayvan tarafından yenilmiş olan şeylerin yenmesinin ve şarap gibi şeylerin içilmesinin haramlılığı haram kılıcı bir delile muhtaçtır ve bu durum mübahlık olan umumî delilden bir istisna olmaktadır.
Kaide: Vacibin ancak kendisiyle tamamlandığı şey de vacibtir.
Kaide: İstishab asıldır. (Yani mâzide sabit bir hükmün, bunu değiştiren bir delil bulununcaya kadar devam etmesi asıldır.)
Kaide: Hayr Allah'ı razı eden, şer de O'nu gazablandıran şeydir.
Kaide: Hüsn (güzel) Şeriat'ın güzel saydığı, kubuh (çirkin) de Şeriat'ın çirkin saydığı şeydir.
Kaide: İbadetler, giyecekler, yiyecekler, içecekler ve ahlâk hakkında illet aranmaz; bunlarda şerî nassa bağlanılır. (Onlar nassda geçtiği gibi alınır.)
Müslüman şer'an bütün işlerini Şeriat'ın hükümlerine göre yürütmekle emrolunmuştur. Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Hayır, Rabbine and olsun ki aralarında ihtilafa düştükleri şeylerde seni hakem kabul etmedikçe ... iman etmiş olmazlar." (Nisa 65)
"Peygamber size her ne getirdiyse onu alın ve size neyi yasakladıysa ondan kaçının." (Haşr 7) Müslüman için asıl olan bütün davranışlarında Şeriat'ın hükümlerine bağlanmaktır. Şerî hüküm ise; Şari‘in (Şeriat koyucunun) kulların fiilleriyle ilgili hitabıdır. Hakkında Şari‘in hitabı gelmemiş olan her ne olursa olsun şerî hüküm olamaz. Bu dünyada her işin ve her şeyin hükmünü Yüce Allah muhakkak açıklamıştır.
"Bu gün size dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak da İslâm'a razı oldum." (Maide 3)
"Sana bu Kitab'ı herşeyin apaçık bir beyanı ... olsun diye indirdik." (Nahl 89)
Şari‘in umumî hitabı eşyanın mübah oluşu hakkında gelmiştir. Mübah da şerî bir hükümdür. Çünkü mübah, yapmakta veya terketmekte Şari‘in insanı muhayyer bıraktığı şeydir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Yeryüzündekilerin hepsini de sizin için yaratan O'dur." (Bakara 29)
"Göklerde ve yerde bulunan şeylerin hepsini size boyun eğdirmiştir." (Casiye 13) Bu demektir ki, Allah'ın bizim için yarattığı ve boyun eğdirdiği göklerde ve yerdeki şeyler mübahtır. Bunlardan herhangi bir şey hususî delile muhtaç değildir. Çünkü, onların her biri ibaha (mübahlık) olan umumî delile dahildir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
"Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerden helâl ve temiz olarak yiyin.." (Bakara 186) Buna göre her şeyin yenmesi helâl demektir. Bunlardan herhangi bir şeyin yenmesi hakkında bir delile ihtiyaç yoktur. Çünkü, umumî delil mübahlıktır. Ancak ölü eti, domuz eti, yüksek yerden yuvarlanıp ölmüş veya yırtıcı bir hayvan tarafından yenilmiş olan şeylerin yenmesinin ve şarap gibi şeylerin içilmesinin haramlılığı haram kılıcı bir delile muhtaçtır ve bu durum mübahlık olan umumî delilden bir istisna olmaktadır.
Kaide: Vacibin ancak kendisiyle tamamlandığı şey de vacibtir.
Kaide: İstishab asıldır. (Yani mâzide sabit bir hükmün, bunu değiştiren bir delil bulununcaya kadar devam etmesi asıldır.)
Kaide: Hayr Allah'ı razı eden, şer de O'nu gazablandıran şeydir.
Kaide: Hüsn (güzel) Şeriat'ın güzel saydığı, kubuh (çirkin) de Şeriat'ın çirkin saydığı şeydir.
Kaide: İbadetler, giyecekler, yiyecekler, içecekler ve ahlâk hakkında illet aranmaz; bunlarda şerî nassa bağlanılır. (Onlar nassda geçtiği gibi alınır.)