Şer'i hükümlerin kaynağı olan delillere Şer'i delil denir. Kur'an, Sünnet, İcma-i sahabe ve Kıyas şeklinde 4 Şer'i delil vardır.
Şer'i hükümler Şer'i delillerden çıkartılarak tespit edilir. Önce ortaya çıkan problemin derin bir kavrayış ile kavranması, söz konusu problemi çözüme kavuşturacak gerekli Şer'i delillere dönerek onların incelenmesi ve doğru bir şekilde anlaşılması, ardından incelenen Şer'i delillerden ilgili problem hakkında hüküm istinbat edilmesidir. Hüküm istinbatı ise; hükümlerin indiği vakıaları, hükümlerin icra keyfiyetlerini ve illetlerini bilen içtihad yapacak müçtehidin bulunmasını gerektirir.
Hanefilerde subuti ve manaya delaleti kati olmadıkça zanni delille farz hükmü çıkmaz. "Fatihasız namaz olmaz" (Müslim) hadisi ahad hadistir. İmam Şâfi bu delile binaen ister cemaatle isterse yalnız kılınan namazda Fatiha okumanın farz olduğu görüşünü savunmaktadır.
Kişilerinin birlikteliğini sözde, amelde ve düşüncede sağlamak amacıyla fikir ve görüşleri tespit edip kendine mal edinmek. Çünkü bu benimseme olayı kitlenin birliğini gerçekleştirir. Zira bir kitlenin fertleri genel olarak İslâm'a dayalı olursa ve gayeleri bir olursa, fakat değişik fikirler ve ictihadlara sahip olurlarsa içinde bölünme, kutuplaşma ve hizipleşmeler hasıl olur.
İslam devleti yönetim şekli Hilâfet: İslâm Şeriatının hükümlerini hâkim kılması ve İslâm davetinin tüm dünyaya taşınması için tüm Müslümanların yöneticiliğidir.
1. Müslüman olması:
Bir kafirin Halife olması caiz değildir. Ona itaat da farz değildir. Çünkü Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır: "Allah, kâfirlere müminler üzerine kesinlikle yol (fırsat) vermeyecektir." (Nisa 141) 2. Erkek olması: Kadının "İşlerini bir kadının yönetimine bırakan hiçbir kavim felah bulmaz." (Buhari Fiten Bab-18, Tirmizi 2263) hadisi gereğince halife olması caiz değildir. Halife kesinlikle erkek olmalıdır. 3. Buluğ çağına erişmiş olması: Buluğa ermemiş bir kişinin halifeliği caiz değildir. Ali b. Ebu Talip (ra) rivayet ettiğine göre RasulullahSallallahu Aleyhi Ve Sellem buyurmuştur ki: "Kalem üç kişiden kaldırıldı; uyuyandan uyanıncaya kadar, çocuktan baliğ oluncaya kadar, deliden akıllanıncaya kadar." (Buhari Hudud Bab 22 C. 8 S. 21 Ebu Davut Hudud 17, İbni Mace, 2041) 4. Akıllı Olması: Halife adayının deli olması Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in şu sözüne göre caiz değildir: "Kalem üç kişiden kalkar. Bunlardan birisi; Aklı başına gelinceye kadar deli olandan." (Buhari Talak Bab 11 c. 2 s.169) 5. Adalet sahibi olması: Adalet sahibi olmayan fasık bir kişinin Halife olması caiz değildir. Adalet, Hilâfet sözleşmesi ve devamı için gerekli bir şarttır. Çünkü Allah'u Teâla Kur'an-ı Kerim'de şahitlerin adalet sahibi olmasını şart koşarak buyurmuştur ki; "...ve içinizde adalet sahibi iki kişiyi de şahit yapın..." (Talak 2) 6. Hür olması: Köle efendisinin mülküdür ve kendi üzerinde dahi tasarruf hakkı yoktur ki başkası üzerinde yetkisi olsun. Dolayısı ile hür olmayan bir kimse insanlara yönetici olamaz. 7. Hilâfet'e ilişkin farzları yerine getirme ve işleri yürütme gücünün bulunması: Aciz bir kimsenin Kitap ve Sünnete göre tebaanın işlerini yürütemeyeceği açıktır. İslâm'da devlet on üç organ üzerine bina edilmiştir:
1- Halife, 2- Tefviz Muavini, 3- Tenfiz Muavini, 4- Valiler, 5- Cihad Emiri, 6- Dahili emniyet dairesi (iç güvenlik) 7- Hariciye emniyet dairesi, 8- Sanayi dairesi 9- Yargı, Kâdılar, 10- İdari cihaz, 11- Beyt-ul mal (hazine), 12- Medya, 13- Ümmet Meclisi (Şura Meclisi). İçtihat; müçtehidin daha fazlasını yapmaktan aciz kaldığını hissedeceği bir seviyede, Şer'î hükümlerden zannı istenen bir şeyde bütün gücünü kullanmasıdır.
Fıkıh; İnceleme, araştırma ve istidlal (delil getirmek) yoluyla furuatla (teferruat, ayrıntı, detay) ilgili Şer'î hükümleri bilmektir. İçgüdü: insanın yaradılışında var olan ve tatmin edilmesi gereken tatmin edilmediği takdirde insanı huzursuz kılan faktörlerdir. Beka, nevi, ve tedeyyün içgüdüsü diye ayırabiliriz.
Uzvi ihtiyaçlar: insanın yaradılışında var olan ve tatmin edilmesi gereken tatmin edilmediği takdirde insanın ölümüne yol açan faktörlerdir. Yemesi, içmesi, hacet gidermesi ve uyuması gibi. Kapitalizm dini hayattan ayırma düşüncesini temel olarak tayın edince insanı dinden hür kılıp kanun koyucu olarak tayin ettiler. İnsan vakıasından çözümü almış oldu. Düşünürleri ve milletvekilleri vakıalarından çözümleri çıkarttılar.
Komünizm, maddenin tekâmülle meydana geldiğini ortaya atınca, nizamı bu tekâmüle dayalı olarak meydana gelir ve gelişir dediler. Çünkü maddenin en önemli tekâmülü üretim araçları olur. Bunların tekâmüllerine göre nizam gelişir. Üretim aracı kazma olunca derebeylik sistemi oldu. Makine olunca kapitalizm oldu. İşçiler makinelere egemen olunca sosyalizm olur derler. İslâm'da ise yaratıcı olan Allah'tan nizam gelir. Allah, Resulü Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'e bunu vahyetmiştir. Vahy edilen Kur'an ve Sünnettir. Bir sorun olunca müçtehitler bu vahiyden çözüm çıkarttılar. |
Necati Erdem
08 Aralık 2010 Çarşamba |