Bilgi; bir şey ya da vakıa hakkında insana yön tayin etmeyip davranışlara etki etmeyen malumatlara bilgi denir. Yani öğrenimin ilk adımı da diyebiliriz.
Fikir; vakıanın duyular vasıtasıyla beyne nakledilip beyindeki ön bilgiyle yorumlanması sonucu ortaya çıkan anlamdır. Kelimelerin zihindeki anlamı da denir.
Kitap okul çiçek dediğimizde bu kelimelerin hangi anlama geldiğini zihinde canlandırdığımızda bu bizde o kelimeler hakkında fikrimizin olduğunu gösterir.
Mefhum; fikrin anlamıdır. İnsanın davranışlarına yön veren yerleşik fikre denir. Mefhum oluşması için fikrin beyinde netlik kazanması davranışların o yerleşik fikre göre yapılıyor olması gerekir ki o fikir mefhum olsun. Misal verecek olursak; limon dediğimizde nasıl ağzımız sulanıyor. İşte bu limon hakkında mefhumumuzun olduğunu gösterir. Domuz dediğimizde ki yüzümüzün şeklide onun hakkındaki mefhumumuzun olduğunu ortaya kor. Yani mefhum insan tavrını belirleyip ya ona yönelir veya ondan yüz çevirir. Bu şekilde vakıa insan nezdinde billurlaşmış olur.
Kanaat; vakıa ve bir şey hakkında tavrımızı belirleyen fikirlerin en son noktaya gelişine kanaat denir. Yani mefhumun insan zihnindeki daha kuvvetlenmiş halidir. Kanaat kesine yakın zandır. Bir şey hakkında kanaat oluştuktan sonra insanın o şey hakkındaki tavrı kolay kolay değişmez. Değişmesi için o şey hakkında kanaatini yıkacak daha kuvvetli bir fikrin ortaya çıkması gerekir. Doğru ideolojiyi tarif ederken insan aklına kanaat getiren insan fıtratına uygun ve kalbine itminan kazandıran doğru bir akide üzerine bina edilmesi gerekir şeklinde tarif ederiz. Kanaat aklın en son sahip olacağı uç noktadır. Akla kanaat gelmeden iman oluşmaz. O halde bir şey ya da vakıa hakkında ilk edinilen malumat bilgi, bu bilginin zihinde belli bir anlam kazanması fikir, bu fikrin yerleşik hal alıp davranışları yönlendirmesi mefhum, bu mefhumun sağlamlaşması ve tutması da kanaati ifade eder.
Fikir; vakıanın duyular vasıtasıyla beyne nakledilip beyindeki ön bilgiyle yorumlanması sonucu ortaya çıkan anlamdır. Kelimelerin zihindeki anlamı da denir.
Kitap okul çiçek dediğimizde bu kelimelerin hangi anlama geldiğini zihinde canlandırdığımızda bu bizde o kelimeler hakkında fikrimizin olduğunu gösterir.
Mefhum; fikrin anlamıdır. İnsanın davranışlarına yön veren yerleşik fikre denir. Mefhum oluşması için fikrin beyinde netlik kazanması davranışların o yerleşik fikre göre yapılıyor olması gerekir ki o fikir mefhum olsun. Misal verecek olursak; limon dediğimizde nasıl ağzımız sulanıyor. İşte bu limon hakkında mefhumumuzun olduğunu gösterir. Domuz dediğimizde ki yüzümüzün şeklide onun hakkındaki mefhumumuzun olduğunu ortaya kor. Yani mefhum insan tavrını belirleyip ya ona yönelir veya ondan yüz çevirir. Bu şekilde vakıa insan nezdinde billurlaşmış olur.
Kanaat; vakıa ve bir şey hakkında tavrımızı belirleyen fikirlerin en son noktaya gelişine kanaat denir. Yani mefhumun insan zihnindeki daha kuvvetlenmiş halidir. Kanaat kesine yakın zandır. Bir şey hakkında kanaat oluştuktan sonra insanın o şey hakkındaki tavrı kolay kolay değişmez. Değişmesi için o şey hakkında kanaatini yıkacak daha kuvvetli bir fikrin ortaya çıkması gerekir. Doğru ideolojiyi tarif ederken insan aklına kanaat getiren insan fıtratına uygun ve kalbine itminan kazandıran doğru bir akide üzerine bina edilmesi gerekir şeklinde tarif ederiz. Kanaat aklın en son sahip olacağı uç noktadır. Akla kanaat gelmeden iman oluşmaz. O halde bir şey ya da vakıa hakkında ilk edinilen malumat bilgi, bu bilginin zihinde belli bir anlam kazanması fikir, bu fikrin yerleşik hal alıp davranışları yönlendirmesi mefhum, bu mefhumun sağlamlaşması ve tutması da kanaati ifade eder.