Yönetici İslâm'la yönettiği sürece, zulmetse bile; İslâm, ona baş kaldırmayı haram kılmıştır. O, zulmünden dolayı hesaba çekilir. Zulmünden dolayı ona karşı ayaklanmak ve savaşmak caiz değildir. Resulullah (SAV) şöyle buyurmuştur: "Kim cemaattan çıkarsa, tekrar ona dönünceye kadar İslâm halkasını/bağını boynundan çıkarmış olur." (Ahmed b. Hanbel, Şamiyyin, 17132) Hadislerde, zulmetseler de, yöneticilere karşı savaşmaya açık nehiy vardır. Ancak, kat'î delille küfür olduğuna şüphe bulunmayan açık küfürle yönettikleri bir tek hal müstesna. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur: "(İyi-kötü) pek çok emir gelecektir. Onları tanırsınız ve red edersiniz. Kim tanırsa berî olur, kim de inkâr ederse salim olur. Fakat kim razı olur da tabi olursa ..." "Onlarla savaşmayalım mı?" diye sordular. "Namazı kıldıkları müddetçe, hayır." diye cevap verdi. (Müslim, İmara, 3445)
Burada Namaz, "İslâm ile yönetmeye" kinayedir. Müslim'in rivayet ettiği Avf b. Malik'in hadisinde ise şöyle geçmektedir: "Ey Allah'ın Resulü, onları kılıçtan geçirmeyelim mi?" diye soruldu: "Aranızda namazı ikâme ettikleri sürece, hayır." buyurdu. (Müslim, İmara, 3445) Ubade b. es-Samet'in hadisinde şöyle geçmektedir: "Elinizde-yanınızda, Allah'tan kesin bir delilin bulunduğu, apaçık bir küfür görmeniz müstesna; emir sahipleriyle çekişmeyeceğimize ... (beyat ettik.)"
Burada Namaz, "İslâm ile yönetmeye" kinayedir. Müslim'in rivayet ettiği Avf b. Malik'in hadisinde ise şöyle geçmektedir: "Ey Allah'ın Resulü, onları kılıçtan geçirmeyelim mi?" diye soruldu: "Aranızda namazı ikâme ettikleri sürece, hayır." buyurdu. (Müslim, İmara, 3445) Ubade b. es-Samet'in hadisinde şöyle geçmektedir: "Elinizde-yanınızda, Allah'tan kesin bir delilin bulunduğu, apaçık bir küfür görmeniz müstesna; emir sahipleriyle çekişmeyeceğimize ... (beyat ettik.)"