Hizb-ut Tahrir'in, üzerine kurulmuş olduğu, ümmeti kendisiyle kaynaştırıp eritmek ve asıl davası edindirmek için çalıştığı fikir, İslâm düşüncesidir. Yani kendisinden hükümlerin kaynaklandığı ve üzerine fikirlerinin yükseldiği İslâm Akidesidir.
İslâm'ı, toplumda meydana getirmek, yani yönetimde, insanlar arası ilişkilerde ve hayatın sair işlerinde İslâm'ı vücuda getirmek için çalışan siyasî bir parti olarak, Hizb; bu fikirlerden kendisine gerektiği kadarını seçip benimsedi. Hizb, seçip benimsediği her şeyi yayımladığı kitaplarında, neşriyatlarında ayrıntılı bir şekilde ve her mefhumun, her fikrin, her görüşün ve her hükmün tafsili delillerini de beyan etmek suretiyle açık açık ortaya koydu.
İşte benimsediği bu fikirlerden, görüşlerden, hükümlerden ve mefhumlardan bariz olan bir kaçının kısa bir özeti:
İslâm'ı, toplumda meydana getirmek, yani yönetimde, insanlar arası ilişkilerde ve hayatın sair işlerinde İslâm'ı vücuda getirmek için çalışan siyasî bir parti olarak, Hizb; bu fikirlerden kendisine gerektiği kadarını seçip benimsedi. Hizb, seçip benimsediği her şeyi yayımladığı kitaplarında, neşriyatlarında ayrıntılı bir şekilde ve her mefhumun, her fikrin, her görüşün ve her hükmün tafsili delillerini de beyan etmek suretiyle açık açık ortaya koydu.
İşte benimsediği bu fikirlerden, görüşlerden, hükümlerden ve mefhumlardan bariz olan bir kaçının kısa bir özeti: