Fikrin, aklî metodun, ilmî metodun, toplumun tarifi gibi tarifdir. Bunlar bir vakıanın tarifleridir.
Fikir, akıl ve idrak aynı anlamdadır; Fikir; vakıanın duyum vasıtasıyla, bu vakıayı açıklayan ön bilgilerle birlikte dimağa nakledilmesidir.
Fikrin tam olabilmesi için şu dört şartın bir arada bulunması lazımdır:Vakıanın varlığı, sağlıklı dimağ/beyin, duyu ve ön bilgi. İşte bu dört şey mutlaka birarada bulunmalıdır ki, aklî işlem, yani fikir, akıl veya idrak husule gelsin.
Aklî metod: Eşyanın (objelerin) akledilmesinde cereyan eden yoldur. Fikirlere ulaşmada aklın çalıştığı, işlev gördüğü yoldur. Yani aklın kendisiyle fikirler üretme keyfiyeti, tefekkür metodudur.
Aklî düşünüş metodu; araştırma esnasında bir şeyin hakikatının bilgisine ulaşmak üzere izlenen belirli bir araştırma yoludur. Vakıanın kendisini yorumlayan bilgilerin varlığı ve duyular vasıtasıyla, vakıanın hissedilmesinin beyne iletilmesi metodudur ki, böylece zihin onun hakkında hüküm çıkarır. İşte bu yargı fikirdir veya aklî idraktir. Bu metod, fizikte olduğu gibi, algılanan maddelerin araştırılmasında; akidelerin, teşrî hükümlerin araştırılmasında olduğu gibi fikir araştırmalarında; fıkıh ve edebî araştırmalarda olduğu gibi sözün kavranılması araştırmalarında de geçerli bir yoldur. Bu yol bizzat idrake ulaşmada aslî, tabi metoddur. Bu metodun fonksiyonu, eşyanın (nesnelerin) akledilmesi yani kavranmasıyla gerçekleşir. Bu süreçle insan, insan olması bakımından, kavramak istediği şeyin idrakine ulaşır.
İlmî metod: Araştırma konusu olan şeyin hakikatinin bilgisine ulaşmak için, o nesne üzerinde deneyler yapmak suretiyle izlenen belirli bir araştırma metodudur. Bu metod ancak hissedilebilen maddelerin araştırılmasında olur, fikirlerde geçerliliği söz konusu olamaz; sadece tecrübî bilimlere mahsustur. Bu metod, aslî etkenleri ve ortamından başka şartlar ve faktörler altında maddenin zorla değişime tabi tutulması ve aslî faktörleri ve ortamı ile, deneye sokulduğu etkenlerin ve şartların karşılaştırılmasıyla uygulanır. Labaratuardaki durum budur.
Araştırmacının, bilimsel metodla ulaşacağı netice kesin olmayıp hata kabiliyeti bulunan zannî bir sonuçtur. Bilimsel metodtaki yanılma ihtimali, ilmî araştırmalarda yerleşmiş olan temel ilkelerden biridir.
Bu yol aklî metodun bir dalıdır, tefekkür için bir temel olamaz. Çünkü, üzerine bina olunan esas değil de ancak temelden yani aklî metodtan bir dal olduğundan bu metodu esas olarak kabul etmek birçok bilgiyi ve hakikati araştırma sahasından çıkarır. İncelenen, araştırılan ve hakikatı ihtiva eden pek çok bilginin, bilfiil var olmasına hisle realite olarak somut biçimde algılanmasına rağmen var olmadıkları sonucuna götürür.
Toplum: Aynı fikirlerin, aynı duyguların ve aynı nizamın birbirine bağlamış olduğu insan topluluğudur. Sadece insanların toplamı olmasından değil aralarında alakaların (ilişkilerin) bulunmasından dolayı meydana gelen bir insan topluluğudur. İnsanların toplamı,topluluktur; toplum değil.. Toplumu oluşturan ilişkilerdir. Gerçekte toplum, ayrıntılarıyla; insanlar, fikirler, duygu-bilinçlerve nizamlardır. Toplumun ıslahı, fikirleri, duyguları ve nizamlarının ıslahıyla olur. Alâkalar (ilişkiler) ve onların çözümleri bakımından toplumlar bir birinden ayrılırlar ve bundan dolayı da 'İslâm toplumu', 'sosyalist toplum' veya 'kapitalist toplum' diye adlandırılırlar.
Fikir, akıl ve idrak aynı anlamdadır; Fikir; vakıanın duyum vasıtasıyla, bu vakıayı açıklayan ön bilgilerle birlikte dimağa nakledilmesidir.
Fikrin tam olabilmesi için şu dört şartın bir arada bulunması lazımdır:Vakıanın varlığı, sağlıklı dimağ/beyin, duyu ve ön bilgi. İşte bu dört şey mutlaka birarada bulunmalıdır ki, aklî işlem, yani fikir, akıl veya idrak husule gelsin.
Aklî metod: Eşyanın (objelerin) akledilmesinde cereyan eden yoldur. Fikirlere ulaşmada aklın çalıştığı, işlev gördüğü yoldur. Yani aklın kendisiyle fikirler üretme keyfiyeti, tefekkür metodudur.
Aklî düşünüş metodu; araştırma esnasında bir şeyin hakikatının bilgisine ulaşmak üzere izlenen belirli bir araştırma yoludur. Vakıanın kendisini yorumlayan bilgilerin varlığı ve duyular vasıtasıyla, vakıanın hissedilmesinin beyne iletilmesi metodudur ki, böylece zihin onun hakkında hüküm çıkarır. İşte bu yargı fikirdir veya aklî idraktir. Bu metod, fizikte olduğu gibi, algılanan maddelerin araştırılmasında; akidelerin, teşrî hükümlerin araştırılmasında olduğu gibi fikir araştırmalarında; fıkıh ve edebî araştırmalarda olduğu gibi sözün kavranılması araştırmalarında de geçerli bir yoldur. Bu yol bizzat idrake ulaşmada aslî, tabi metoddur. Bu metodun fonksiyonu, eşyanın (nesnelerin) akledilmesi yani kavranmasıyla gerçekleşir. Bu süreçle insan, insan olması bakımından, kavramak istediği şeyin idrakine ulaşır.
İlmî metod: Araştırma konusu olan şeyin hakikatinin bilgisine ulaşmak için, o nesne üzerinde deneyler yapmak suretiyle izlenen belirli bir araştırma metodudur. Bu metod ancak hissedilebilen maddelerin araştırılmasında olur, fikirlerde geçerliliği söz konusu olamaz; sadece tecrübî bilimlere mahsustur. Bu metod, aslî etkenleri ve ortamından başka şartlar ve faktörler altında maddenin zorla değişime tabi tutulması ve aslî faktörleri ve ortamı ile, deneye sokulduğu etkenlerin ve şartların karşılaştırılmasıyla uygulanır. Labaratuardaki durum budur.
Araştırmacının, bilimsel metodla ulaşacağı netice kesin olmayıp hata kabiliyeti bulunan zannî bir sonuçtur. Bilimsel metodtaki yanılma ihtimali, ilmî araştırmalarda yerleşmiş olan temel ilkelerden biridir.
Bu yol aklî metodun bir dalıdır, tefekkür için bir temel olamaz. Çünkü, üzerine bina olunan esas değil de ancak temelden yani aklî metodtan bir dal olduğundan bu metodu esas olarak kabul etmek birçok bilgiyi ve hakikati araştırma sahasından çıkarır. İncelenen, araştırılan ve hakikatı ihtiva eden pek çok bilginin, bilfiil var olmasına hisle realite olarak somut biçimde algılanmasına rağmen var olmadıkları sonucuna götürür.
Toplum: Aynı fikirlerin, aynı duyguların ve aynı nizamın birbirine bağlamış olduğu insan topluluğudur. Sadece insanların toplamı olmasından değil aralarında alakaların (ilişkilerin) bulunmasından dolayı meydana gelen bir insan topluluğudur. İnsanların toplamı,topluluktur; toplum değil.. Toplumu oluşturan ilişkilerdir. Gerçekte toplum, ayrıntılarıyla; insanlar, fikirler, duygu-bilinçlerve nizamlardır. Toplumun ıslahı, fikirleri, duyguları ve nizamlarının ıslahıyla olur. Alâkalar (ilişkiler) ve onların çözümleri bakımından toplumlar bir birinden ayrılırlar ve bundan dolayı da 'İslâm toplumu', 'sosyalist toplum' veya 'kapitalist toplum' diye adlandırılırlar.